Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – İpek Kara, Marmara Üniversitesi’nden okul öncesi öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra 6 yıl boyunca farklı yerlerde öğretmenlik yaptı. Her zaman hayalleri olan ve bu hayalleri gerçekleştirmek için çaba gösteren biri olan İpek, şu anda da onların peşinden koşuyor ve dünyayı geziyor. “Benim annem gençliğinde çok fazla ülke gezmiş. Bense 20 yaşıma kadar uçağa binmekten bile korkan biriydim” diyen İpek uçaktan çok korkmasına rağmen ‘gezgin’ olmaya nasıl başladığını, “Bir gün annem beni ve kardeşimi ikna ederek bizi yurtdışına çıkardı. İlk defa kendi ülkemden farklı bir yer görmüştüm. Farklı kültürler, farklı diller, farklı mimariler. Bu bende çok büyük bir merak uyandırdı ve daha fazla yer görmek istedim. Her yıl çalışıp para biriktiriyordum yazın bir yerlere seyahat edebilmek için. Ama bir süre sonra bu bana yeterli gelmemeye başladı. Çünkü kazandığım para uzun seyahatlere yetmiyordu” diyerek Milliyet.com.tr’ye anlattı.
‘1 AYLIĞININA BU İŞİ DENEMEK İÇİN GİDİP GERİ DÖNMEDİM’
Bambaşka ülkeleri gördükçe, seyahat etmeye daha çok ‘aşık’ olan ve her yıl bir sonraki yaz tatilinin gelmesini sabırsızlıkla bekleyen İpek, internetten gezginleri takip ederek onların nasıl tam zamanlı gezebildiklerini araştırmaya başladı. Bir gezginin bileklik satarak gezdiğini görmesi onun da yeteneğini kullanması için ışık olmuştu. Bileklik yapmayı biliyordum ve ‘neden denemeyeyim’ diye düşünmüştü. Önce sadece 1 aylığına bu işi denemek için bilekliklerini alıp Balkanlar’a gitti. İşe yaradığını görünce de geri dönmemeye karar verdi. İpek kararına geri dönmeme kararına ailesinin nasıl yorum yaptığını ise şöyle anlattı:
“Ailem de benim fikirlerime katılmadığı zamanlarda bile beni her zaman destekliyorlar. Başta mesleğimi bıraktığım için biraz endişelilerdi. Ancak benim çok daha mutlu olduğumu görünce benim adıma onlar da çok mutlu oldular. Zaten annem de gezgin olduğu için bu tutkumu çok iyi anlıyor.”
‘BİR GÜN ÇOK KAZANIRKEN BİR GÜN HİÇ KAZANAMAYABİLİYORSUNUZ’
İpek ailesiyle, arkadaşlarıyla ve tek başına seyahat etmeyi deneyimlediğini ve hepsinin de başka güzel yanları olduğunu her fırsatta dile getiriyor. “Tek başına seyahat ettiğiniz zaman birçok yeni insanla tanışma fırsatınız oluyor” diyen gezgin, Hostellerde kalarak tek başına seyahat eden diğer gezginlerle vakit geçirdiğini, bazen onların planlarına dahil olduğunu, bazen de onların kendisinin planlarına dahil olduğunu anlattı. İpek bu geziler arasındaki farkı ve kendisindeki etkileri, “Tek başına gezdiğiniz zaman planlarınızda çok esnek olabiliyorsunuz. Daha özgür hissediyorsunuz. Ben kendim hakkında çok fazla şey öğrendim, güçlendim, daha cesaretli oldum. İngilizcemi geliştirmeme en çok katkı sağlayan şey de yalnız gezmekti çünkü yanımda Türkçe konuşabileceğim kimse yoktu” sözleriyle özetledi. Yalnız seyahat etmenin bazı eksileri de olduğunu dile getiren İpek, “Hastalandığınızda veya konuşacak birine ihtiyaç duyduğunuzda kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Ben Türkiye’deki yakın arkadaşlarımı çok uzun zamandır görmüyorum. Ama benim için yalnız olmanın tek eksi yanı bu. Güvenlik açısından yalnız gezmeye çekinen çok fazla insan var. Ben kendimi hiç tehlikede hissetmedim. Çünkü biliyorum ki aynı tehlikeler kendi ülkemde de var. Türkiye’de yaşarken güvenliğime nasıl dikkat ediyorsam yurtdışında da aynısını yapıyorum” dedi ve dünya turunu nasıl finanse ettiğini şu sözlerle anlattı:
“Benim en büyük gelir kaynağım yaptığım bileklikler. Onun dışında bazen farklı hesaplar için sosyal medya yöneticiliği yapıyorum. Gittiğim her ülkede rahatça bileklik satamayacağımı bildiğim için satabildiğim ülkelerde daha uzun süre kalıp para biriktiriyorum. Eğer başka yetenekleriniz varsa daha çok kazandıracak fikirler de bulabilirsiniz. Birçok insan sokakta müzik yaparak geziyor mesela. Ama kazandığınız para miktarı günden güne değişiyor. Bir gün çok fazla kazanırken ertesi gün hiçbir şey kazanamayabilirsiniz. Bu riskleri göze almak lazım. Elimden geldiğince az para harcıyorum. Hostellerde ücretsiz konaklama karşılığında çalışıyorum, güvenli olduğunu bildiğim ülkelerde otostop çekiyorum, uygun fiyatlı otobüs biletleri buluyorum, dışardan yemek yerine yemeklerimi kendim pişiriyorum, sadece gerçekten ihtiyacım olan şeyleri satın alıyorum. Sanılanın aksine bu şekilde yapılan bir dünya turu gerçekten çok uyguna gelebiliyor.”
‘2 BİLEKLİK ALIP CEBİNDEKİ TÜM PARAYI BANA VERDİ’
İpek bugüne dek gittiği hiçbir yerde, tanıştığı hiç kimseden olumsuz bir yorum almamıştı. Hatta bu durumu en iyi şekilde ifade edeceği bir anısı bile var. İpek’in unutamadığı bu anı Belgrad’da yaşandı. Para biriktirebilmek için bileklik sattığı günlerden birinde, yanına bileklik alacağını düşündüğü biri geldi. İpek o dakikalarda yaşananları şöyle anlatıyor, “Ben kendisini hiç tanımıyordum. Belgrad’da bileklik satarken çekim yapan birisi yanıma geldi ve yaptığım işle ilgili sorular sormaya başladı. Benden sadece 2 tane bileklik aldı ve cebindeki tüm parayı bana verdi. Verdiği para benim 3 günlük kazancımdı. Hiç beklemiyordum. Sonradan öğrendim ki kendisi zaten bir televizyon programından tanınıyormuş ve şimdi sosyal medyada insanlara destek olduğu videoları paylaştığı bir hesabı var. Onunla karşılaştığım için çok şanslıyım. Sadece verdiği maddi destekten dolayı değil, motivasyonumu kaybettiğim bir zamanda heyecanımı geri kazanmamı sağladığı için de. Ayrıca bu süreçte benden daha uzun süredir gezen insanlarla da tanıştım. İnsanlar genelde hikayemi anlattığımda çok etkileniyor ve çok cesaretli olduğumu söylüyor. Birçok gezginle fikir alışverişi yaptık ve onlardan çok şey öğrendim” dedi.
‘BİRKAÇ ADAM SAKLANIP YALNIZ İNSANLARI BEKLİYORDU’
Son 3,5 yılda yaşadıklarını düşündüğünde kendini aşırı mutlu ve şanslı hissettiği birçok anısı olduğunu ifade eden gezgin, Hayatında ilk kez tek başıma İsviçre’de bir dağa tırmandığında, deneyimsiz olduğu için yanlışlıkla çok zor bir rotayı seçmişti. Yürüyerek 1 saatte bitebilecek yolu, 3 saatte elleriyle tırmanarak tamamlayan İpek, sonunda oturup manzarayı izlediğinde kendisiyle gurur duymuştu. O an manzaraya gururla baktığında ağzından dökülenlerse derin gökyüzünde yankılanmıştı. İpek, dağın tepesindeyken ‘çok mutluyum’ diye haykırmıştı.
İpek en ürkütücü anısını ise Atina’da hostelde kaldığı bir gece yaşadı. O anları şöyle anlattı:
“Benim başıma bir şey gelmedi ama gece dışardan bir kadın gezginin çığlıklarını duymuştum. Sanırım birisi cüzdanını ve telefonunu çalmış. Sokakta ağlıyordu. Pencereden dışarıya baktığımda sokakta birkaç adamın çalılıklar arkasında saklanıp sokaktan geçecek yalnız insanları beklediğini gördüm. Resepsiyonda çalışanlara durumu bildirdim ama bütün gece uyuyamadım. Ben bu yüzden geceleri asla tek başıma yürümüyorum.”
‘YAŞLANDIĞIMDA YAŞADIKLARIMLA GURUR DUYMAK İSTİYORUM’
En büyük hayalinin dünyadaki tüm ülkeleri gezmek olduğunu söyleyen gezgin “Henüz 30 ülke gezdim ve daha görmek istediğim çok fazla ülke var. Bu hayali gerçekleştirene kadar gezmeye devam etmeyi planlıyorum. Dünyayı gezerken kendimi ait hissedeceğim bir şehir bulacağımı düşünüyorum. O yeri bulduğumda kendimi en mutlu hissettiğim yerde yaşamaya başlamak istiyorum. Bu yer Türkiye de olabilir, başka bir ülke de. Bir gün yaşlandığımda yaşadığım hayatı düşünüp kendimle gurur duymak istiyorum. Hayallerimin peşinden koştum, birçok insana cesaret verdim, destek oldum, her zaman kendi ayaklarımın üstünde durdum ve hiçbir pişmanlığım yok diyebilmek istiyorum” dedi. İpek ‘hayatında verdiği en güzel kararı’ da açıklayarak sözlerini sonlandırdı.
“Her zaman şunu söylüyorum ‘Bu tura başlamak hayatımda verdiğim en güzel karardı.’ Şimdiye kadar hiç pişman olmadım. Bu demek değil ki her günüm mutlu geçiyor. Bazen inişlerim ve çıkışlarım oluyor ama genel olarak baktığımda hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum. Eğer geçmişe dönebilseydim bu kararı çok daha önceden verirdim.”